16 Aralık 2011 Cuma

CHRISTMAS YURTDIŞINDA ÇOK FARKLI

Sokaklar cıvıl cıvıl, insanlar mutlu, her yer kırmızı tonlarında.. Noel babalar sokaklarda. Vitrinler süslenmiş, mağazaların içinde hediye kuyrukları.. İşte bunu gördüğünüzde anlayın ki Christmas zamanı geliyor.. Vee bende bu anı size yaşatmak için Almanya'da çektiğim fotoğrafları koymak istedim..








11 Aralık 2011 Pazar

ANLATMASI ZOR


Nereden başlasam, nasıl başlasam bilemedim. Başka bir insanı eleştirirken ya da onun hakkında konuşurken hiç zorlanmadan düşüncelerimizi söylüyoruz. Fakat işin içine kendimiz girince işler değişiyor. Kendimizi anlatmak çok daha zor geliyor. Doğru kelimeleri bulmak çok zor geliyor. Fakat ben bunu başarmayı deneyeceğim...
Ben Dilan Yüksel, annesi Leyla, babası Fikri Yüksel’in tek çocuklarıyım. Onların hayata tutunma varlıklarıyım. Ben yirmi yaşımdayım. Daha çok gencim. Fakat bu genç yaşıma rağmen birçok şeyi yaşamış ve fazlasıyla olgunlaşmış biriyim.  Mantığını kullanmak yerine duygularını kullanan biriyim.  İçinden gelen sesi dinleyip, o sesin arkasından giden biriyim. Bazen doğru bazen  yanlış olsada bunun arkasından gidenlerdenim. Oğlak burcu olmamdan kaynaklanan bir diğer özelliğim ise inatçılığım. Kafama koyduğumu ne şekilde olursa olsun yapanlardanım. Bu özelliğimi bazen ben bile sevmiyorum.  Ama yapabileceğim bir şey yok. Bazı şeyler hiç bir zaman değişmez. İstesemde değiştiremiyorum.  Ama bu özelliğimin bana kattığı şeyler de var. Mesela bu özelliğimden dolayı çok hırslı biriyim.  Ama bu hırs kötü bir hırs değil. İyi bir hırs. Beni iyi yöne yönlendiren ve hayattaki ideallerimi belirleğen bir hırs.  İşte benimle ilgili en önemli özelliklerim, ben böyle biriyim.

KADINA EŞİTLİK KONUŞMASINDA EŞİTSİZLİK SÖZ KONUSU OLUNCA

6 Aralık günü Dünya Kalkınma Raporu 2012 konferansı vardı. Konulardan bir tanesi ise Cinsiyet Eşitliği ve Kalkınma. Konuşmacılardan biri ise Aile ve Sosyal Politikalardan sorumlu bakanımız Sayın Fatma Şahin. Herkes yerini aldı ve açılışı spiker Şirin Paygın yaptı. Daha sonra konuşma sırası Sayın Fatma Şahin'e geldi. Türkiye'nin nasıl kalkınması gerektiğini ve bu girişimlerde kadınlarında söz payının olmasını gerektiğini, kadın gücünün önem taşıdığından bahsediyordu ki üç tane kız öğrencisi lafını kesti. Bakanın görüşlerine katılmadıklarını ve yaptıklarını doğru bulmadıklarını söylüyorlardı fakat güvenlikler gelip kızları saçlarından tutup yaka paça dışarı fırlattılar. Eee biz eşitlikten, kalkınmadan bahsediyorduk ne oldu şimdi ? Herkes düşüncesini dile getirmede özgür değil mi ? O üç kız hareket edici veya karşındaki insanı rencide edici bir kelime kullanmadılar. Yaptıkları tek şey bakanın sözünü bölmekten ibaretti. Bunun bedeli zorba kullanarak o üç kızı dışarı çıkartmak olmamalıydı. Sayın Bakanımızın tek yaptığı şey ise '' Lütfen bırakın kalsınlar. Dokunmayın kızlara.'' Bu böyle olmaz ! O konferansın konusu kadına eşitlik, şiddette karşı durmalıyız gibi konuları içeriyorsa bunları sözlerle değil uygulamada da göstermeliyiz. Kuru kuruya bu ''Bırakın, dokunmayın'' demek olmaz ! Her ne kadar o üç kız kendini tutamayıp bakanın sözünü bölmüş olsa bile. Bu olaydan sonra konferansın bütün gerçekliği, inandırıcılığı benim için bitmişti. Anlatılanlar neydi, uygulananlar neydi.. Çoban almış eline sobayı koyunları, kuzulerı dürtter, yön verir.. Koyunlarda öyleeee çobanın peşinden gider.. Ben ne kuzu ne de koyun olayım..